CİNS GÜVERCİNLER
  Hastalıklar
 

TRİCHOMONİASİS (CANKER)

Trichomoniasis, dünyada güvercin sürülerinde büyük kayıplara yol açan bir hastalıktır.

Patojen

Trichomonas gallinea, tek hücreli, kendiliğinden üreyen bir parazittir. Nerdeyse tüm güvercinler, gaga ve boğazda yaşayan trichomonadı taşırlar. Hasta olan güvercin dışkı ve tükürükle parazitleri yayar. Yetişkin güvercinler, yavru beslerken hastalığı geçirirler.

Hastalığın Semptomları

Yavrularda ve yetişkinlerde, canlılıkta önemli bir azalma, uçma isteksizliği, ishal ve boğazın kızarması görülür. Hastalık geliştikçe damak mukozasında sarı noktalar oluşur, bunlar daha sonra sarı tortulara dönüşür. Kanama riski olduğundan tortuları koparmamak gerekir. Hastalıklı kuşun yavrusunda göbek bağı enfeksiyonu ve takiben iç organlara sıçrayan çıbanlar oluşur. Yavrularda 10-14 günlükken keskin kokulu sıvı dışkı ve geç gelişmenin ilk belirtileri gözlenir.

Hastalığın Tanımı

Yaşayan ya da yeni ölmüş güvercinin boğaz mukozasının mikroskobik incelenmesinde ortaya çıkar. Kadavrada ölümden sonra 20 saate kadar patojeni görmek mümkündür.

Hastalığın Tedavisi

Trichomonadlar tanımlandığında tüm sürü chevi-col+ ile tedavi edilmelidir. Su tüketimi artarsa (sıcak yüzünden) ilaçlı suya ek yapılmaz. İlaçlı su tüketildiğinde yeni, taze karışım yapılır. Tedavi boyunca banyo suyu konulmaz.

Benzer Durumlar

Yetişkin güvercinlerde boğazın içindeki beyaz noktalar trichomonas değildir. Beyaz ve sarımsı gri arasındaki nodüller aslında salyaya aittir ve zararsızdır. Kanama riskine karşı oynamamak gereklidir.

Trichomonas boğazdaki sarınoktalar dışında başka semptom göstermez

 
     

Boğazdaki tortular trichomonas, gaga kenarındaki yaralar frengi hastalığından kaynaklanır.

 

 

PARAMYXOVİRÜS (SALLABAŞ)

Güvercinlerde salgın boyutunda şiddetli bir hastalıktır.

Patojen

Paramyxovirüs Newcastle (yalancı veba) virüsünün bir benzeridir. Diğer kuşlar için olmamakla birlikte güvercinler için çok fazla patojendir.

Hastalığın Gelişimi

Güvercinler hasta olmasından birkaç gün sonra burun, boğaz, göz ve dışkıdan virüsü etrafa yayarlar. Kuluçka dönemi 3 günden 21 güne kadardır. Yaklaşık 4 hafta sonra güvercinlerin %30 u hastalığı atlatır.

Hastalığın Semptomları

İshal, zayıflama, az yeme, çok fazla su alımı hastalığın başlıca belirtileridir. Her iki ayakta da felç, ürkeklik, buynun eğilmesi, denge kaybı, devrilmek, geri geri gitmek görülür. Güvercinlerin çoğu ölür.

Hastalığın Tanımı

Virüs özellikle tam teşeküllü laboratuvarlarda, ölü kuştan alınan beyin ve böbrek parçalarından tanımlanır. Kuştan, hasta olduktan 2 hafta sonra alınan kan örneğinde antikor kanıtları görülelebilir.

Hastalığın Tedavisi

Diğer tüm viral hastalıklarla birlikte, hastalığa yakalanan güvercinler için etkili bir tedavi yoktur. Sürüden birinin bu hastalığa yakalandığından şüpheleniyorsanız, hastalığın yayılmasını önlemek için 'tüm' güvercinlere koruyucu aşı uygulanabilir. Görünüşte hasta olan güvercinler diğerlerinden uzaklaştırılmalıdır ve aşılanmamalıdır. Çünkü virüsü yayarak sürünün kalanını aşının koruyuculuğu elde edilene kadar diğerlerini de riske sokar.
Savunma sistemlerini güçlendirmek için livimum ve vitamine b12 ile destek tedavi uygulanmalıdır.

Benzer Durumlar

Salmonellosis

Güvercinlerde paramyxovirüsle oluşan merkezi sinir sistemi bozuklukları.

 
     

Böbreksel bozukluklarla birlikte sıvı içinde dışkı parçacıkları.
Bu dışkı parçacıkları bağırsaktan çok böbreksel bozuklukların sonucudur.

 

 
     
COCCIDIOSIS (KANLI İSHAL)
Coccidiosis bir bağırsak hastalığıdır. Coccidia neredeyse tüm güvercinlerin ince bağırsaklarında bulunur.

Patojen

Trichomonads ile birlikte coccidia güvercinlerde en sık rastlanan parazitlerdir. Coccidia'nın sadece çevrede geliştikten sonra bulaşıcı olan kalıcı safhasına ookist denir.

Hastalığın Gelişimi

Ookist'in vücuda girmesinden sonra gelen safha, bağırsak zarına verdiği zarardır. 4-7 gün içerisinde güvercin ookist'i dışkı yoluyla çıkarmaya başlar.

Coccidiosis'in 2 şekli vardır:

1-Asemptomik form
En sık rastlanandır. İlk kez ookist'i az miktarda kaptıktan sonra, endogenous uyarımına bağlı olarak, güvercinler savunma mekanizmalarında hastalığa karşı bağışıklık geliştirirler.
Bu korumayla ookist alımı vücuda düşük seviyelerde olur ve güvercinler parazitlerle bir çeşit denge içinde yaşarlar ve bu parazitler onları bağırsak hastalıklarına karşı korur.

2-Visible şekil (şiddetli safha)
Hastalığın bu şekli daha şiddetli bir gidişat sergiler. Genç, korunmasız kuşlarda ookist'in büyük miktarlarda vücuda alımıyla oluşur ya da kart kuşlarda stres faktörünün etkisiyle sağlığı bozulan güvercinlerde görülür ki bunlar asıl coccidiosis'dir.

Hastalığın Semptomları

Asemptomik form:
Zarar gören kuşlar her ne kadar daha az canlı olsalar da sağlıklı görünürler.
Şiddetli safha:
Gözler görülür bir şekilde etkilenmiştir. Kötü kokulu, yeşilimsi, sümüksü dışkı ve bazen kanlı ishal olur. Kayıtsızdırlar, tüyleri kabarır ve bol su içerler, fazla yemek yemezler.

Hastalığın Tedavisi

Asemptomik form: Host-patojen dengesini bozmamak için hastalığın hafif hali tedavi edilmez.
Şiddetli safha: Hastalıklı kuşlar chevi-kok la tedavi edilir. Uygun bir diyetle ve vitamin e - b12 ile takviye edilmelidirler.

Hastalığın Tanımı

Dışkı örnekleri alınarak mikroskobik muayene ile olur.

Benzer durumlar

Salmonellosis, e-coli, solucan salgını.

SALMONELLA (TİFO)

Paratyphoid (paratifo) ile aynı özellikleri gösterir.
Bu hastalık güvercinler arasında ölümlerin en çok yaşandığı bulaşıcı bakteriyal hastalıklardan birisidir.

Patojen

Bakteri 1 ya da daha fazla yıl çevrede bulaşıcı olma özelliğini korur.

Hastalığın Yayılımı

-Hastalığın içerdiği güvercin tozu
-Besin kirliliği (böcek, fare vb.)
-Yemlik ve sulukların kirli olması
-Çiftleşme ve gaga teması
-Yumurtaya geçme
-Hasta güvercinin yavru beslemesi
-Kronik taşıyıcılar: Salmonella enfeksiyonundan kurtularak iyileşmiş görünen güvercinler düzensiz aralıklarla hastalığı saçarlar.

Hastalığın Belirtileri

Akut Hali:
Genellikle genç kuşları etkiler.
Yeşil, sümüksü, yumuşak dışkı; karaciğer, böbrek, dalak enfekte olduğunda büyüme geriliği olur. Aşırı zayıflama ve bazı vakalarda da ölüm gerçekleşir.
Enfekte olan embriyonlar yumurta halindeyken ya da doğduktan birkaç gün sonra ölürler.

Kronik Hali:
Genellikle kart kuşları etkiler.
İltihaplanma, eklem yerlerinde kalınlaşmaya neden olur. Özellikle dirsek, kanat ve bacak eklemlerinde, denge bozukluğu ve boynun yatmasına sebep olur.

Hastalığın Tedavisi

Sözü edilen semptomların belirmesi durumunda chloramphenicol-N tedavisine başlanmalıdır.
Bazı durumlarda bakteriyolojik muayene sonuçları elde edildiğinde tedaviye ampicilin-t ile değiştirmek gerekir. Tedavi tek tek değil bütün kuşlarda olmalıdır.
Tedaviye başlamadan önce ciddi biçimde enfekte olmuş kuşları diğerlerinden ayırın. Çünkü onların iyileşmeleri muhtemel değildir.

Hastalığın Tanımı

Organ örnekleri ve dışkı örneklerinden oluşan bakteriyolojik muayene ile olur.

Benzer Durumlar

Paramyxovirüs, ornithosis, cocidiosis, solucan salgını, trichomoniosis.

Salmonella dışkılarında patalojik değişiklikler. Dışkı sulu olur, beyaz parçacıklar içerir.

   
HEXAMİTİASİS

Hexamitiasis sıvımsı, yapışkan, hatta kanlı ishalin eşlik ettiği bir bağırsak hastalığıdır.

Patojen

Genellikle yazın ve sonbahar aylarında görülür. İlk olarak bağırsaklara yerleşir. Özellikle dirençleri hala düşük olan yavrular buna karşı eğilimlidirler. Enfekte olmuş kart güvercinler bu hastalığın belirtilerini fazla göstermezler ve fazla etkilenmezler ama paraziti dışkı yoluyla dışarı atarlar. Bunlara kronik taşıyıcı denir. Kuluçka dönemi 4-5 gündür.

Hastalığın Semptomları

Kötü kokulu, sümüğümsü hatta kanlı ishal. Hasta güvercinler yemeği ve suyu azaltır, isteksiz olurlar. Bu hastalıktan genç güvercinlerin bağırsakları çok şiddetli etkilenir.

Hastalığın Tedavisi

Hastalığın belirlenmesinden sonra tüm sürü chevi-col+ ile tedavi edilir. Su içme isteği artarsa (kuluçka dönemi ve sıcak havada) ilaçlı suya ek yapılmaz. İlaçlı su tükendiğinde yeni su konur. Tedavi boyunca banyo suyu konulmaz.

Hastalığın Tanımı

Hexamitae, yeni ölmüş kuşun bağırsak mukozasından alınan örneklerin vücut ısısında mikroskobik muayenesiyle görülür. Yavaş ve kendi çevrelerine dairesel hareketler gösteren trichomonadların aksine bu parazitler düz çizgide hızlı hareketler sayesinde tanınabilir.

Benzer Durumlar

Paramyxovirüs, e-coli, salmonellosis.

ORNİTHOSİS

Ornithosis dünyada kuş türlerinin çoğunu etkileyen bir enfeksiyon hastalığıdır. İnsanlara ve diğer memelilere de bulaşabilir.

Patojen

Chlamaydia psittaci. Chlamaydialar küçük, kendiliğinden yayılamayan, hücreleri işgal eden mikroorganizmalardır. Hastalığı taşıyan toz, nefes yoluyla, dışkı, kirli su ve yemekle, yavruların gaga yoluyla beslenmesi ve gaga temasıyla bulaşır.

Hastalığın Semptomları

Ornithosis 2 şekilde oluşur:

Akut form: Genç güvercinlerde hırıltılı ses, göz kapağında iltihap ve ishal görülür.
Kronik hali: Daha çok yetişkinlerde görülür. Ama yetişkinler hastalığın belirtilerini az ya da hiç göstermezler. Hastalığı atlatmış olan güvercinler, insanlar ve genç güvercinler için gizli enfeksiyon kaynağıdır.

Hastalığın Tanımı

Ölü güvercinlerde karaciğer, göz, hava kesecikleri, dalak parçasında yapılan mikroskobik muayene ile belirlenir. Yaşayan güvercinlerde patojen dışkı muayenesinde görülebilir.

Hastalığın Tedavisi

Ornithosis tedavisinde senelerdir başarıyla kullanılan chlorotetracyclin+ le sürü tedavi edilir. 25 gün ilaç kesilmez.

Tedavi boyunca kalsiyum zengini besinler ilacın etkisini azalttığından kesinlikle verilmez. Güvercinler uçurulmaz. Banyo suyu konulmaz.

Benzer Durumlar

Salmonellosis, paramyxovirüs.

     

Gözün iltihaplanması.

 
     

Ağız açık nefes alma. Ciğerler ve hava kesecikleri etkilenir.

 

Ornithosis - Makale

Güvercinlerde görülen en yaygın hastalıklardan biridir.

Kümeste bu hastalığın bulunması, güvercinlerin hasta olması ya da performansını etkileyeceği anlamına gelmez. Güvercinin Chlamydia (hastalığın kaynağıdır) ile temas halinde olmasına rağmen hastalığın belirtilerini göstermeyebilir.

Problem nedir o zaman? Genel olarak kışın tüy dökme dönemi tamamlandığında ve üreme dönemi başladığında uyuyan bakteriler aktif hale gelirler. Bunun nedeni; zor geçen eğitim uçuşları, soğuk, yağmurlu havada uçma, değişen hava sıcaklıkları, aşırı yüklenme ve genel hijyen gibi stresli durumlardır.
Bu zamanlarda bakteri bağırsak hücrelerinde, solunum yollarında ve diğer iç organlarda çoğalır.

Çoğu zaman güvercin meraklıları yarışlardaki kötü sonuçlardan sonra, güvercinlerini hep aynı şikayet sebebiyle muayeneye getirirler. Bu yüzden, güvercinler için sezon başlangıcında ornithosise karşı hastalığı önleyici, düzenli bir tedavi gerçekleştirmek gerekir.

Bazı güvercinlerin bu hastalığa karşı daha hassas oldukları unutulmamalıdır. Tedaviye cevap vermeyen güvercinler diğer sebepler de (kümes yapısı gibi) göz önüne alınarak daha ayrıntılı müşaede edilmelidirler.

Güvercinler kondisyon eksikliği gösteriyorsa bunun sebebi genellikle ornithosistir.

Ornithosis'in diğer görülen semptomları genelde, yorgunluk,egzersiz yapmama eğilimi, şişmiş bağırsaklar ve genç kuşlarda yavaş gelişimdir.

Dr. Carlo Gyselbrecht

E-COLİ (KOLİ)

Salmonella ve Escherichia Coli enteropothies bakterisinin sebep olduğu, en sık görülen hastalıklardandır.

Patojen

E-coli insanların ve sıcakkanlı hayvanların sindirim sisteminin bir parçasıdır. Koli bakterisi dışkı yoluyla çıktıktan sonra, bulunduğu yerde çoğalarak aylarca yaşayabilir. Koli bakterisi nefes alırken havada bulunan toz parçacıklarından, kirli su ya da bakterinin bulaştığı besinlerden, hava keseleriyle sindirim sistemine ya da solunum organlarına girer.

Hastalığın Gelişimi

Patojenik e-coli bakterisinin bol miktarda çoğalması su ve elektrolid kaybına sebep olur. Aynı zamanda patojenik e-coli bakterisi kan dolaşımına girip tek olan organlara yerleşir. Sonuç bir kaç saat ya da bir kaç gün içinde ölümle sonuçlanan colisepticaemia olarak da bilinen bir sistemik bozukluktur.

Hastalığın Semptomları

Klinik vakalarda anormal derecede zayıflama, neşesizlik, iştahsızlık, kabarık tüyler, kuyruğun aşağı doğru düşük olması (karın bölgesinde ağrısı olduğunu gösterir), solunum bozuklukları gibi sistemik bozukluklar bu hastalığın belirtileridir.

Hastalığın Tedavisi

Sözü edilen semptomlar görüldüğünde furazolidan+ tedavisine başlanmalıdır. Bakteriyoloji muayenesi ve antibiyogram tedavisi yapılabilir hale geldiğinde tedavi değişikliği gerekebilir.

Hastalığın Tanımı

Organ örneklerinin bakteriyolojik muayenesi ile olur. Muayene güvercinin ölümünü takip eden ilk 24 saat içinde olmalıdır. Çünkü koli bakterisi hızla ölü kuşun organlarına yerleşir ve hastalığa sebep olan diğer aktif organizmaları göstermek güçleşir.

Benzer Durumlar

Salmonellosis, hexamitiasis, coccidiosis.

 
YOUNG BIRD SICKNESS (GENÇ KUŞ HASTALIĞI)

Patojen

Bu virüs ve bakterileri içeren karma bir enfeksiyondur (özellikle e-coli ve cocci). Patojenler hava, toz, ve kuşların birbirleriyle olan temasından alındığı gibi aynı zamanda içme suyu ve beslenme yoluyla da alınmaktadır.

Hastalığın Semptomları

Hastalık 2 türlü şekil alır:

Ani ölüm hastalığın herhangi bir farkedilir belirtilerinden önce olmaz! Tipik senaryo; genç kuşların salmalarından günlük eğitim için bırakılmalarında ve bunun üzerine 1 saat uçtukları ve sonra salmaya geri döndüklerinde görülür. Çatıya ya da aydınlık bir çıkıntıya inerler; yetiştiricilerin onları salmanın içine indirme teşebbüslerine karşılık vermezler ve bir kaç saat içinde de ölürler.

Hastalığın Ölümden Önceki (farkedilir) Belirtileri

Semptomların ilk başlangıcı ve ölüm ( 3 günden 1 haftaya kadar süren ) arasındaki dönemde şu semptomlar görülmüştür: Aktivite eksikliği, tüylerin kabarması, iştahsızlık, kilo kaybı, yeşilimsi-sarı dışkı ve kusma.

Tedavi

Genç Kuş Hastalığına karşı enfeksiyonu önlemek için kullanılabilen bir aşı yoktur. Bununla birlikte hasta kuşlar ADENOSAN'la tedavi edilebilir. Tam vaktinde Adenosan kullanımı, enfeksiyon kaptığı farzedilen kuşlarda, hastalığın patlak vermesini engelleyebilir.

1.ADENOSAN Kullanılır:

Genç Kuş Hastalığının ilk belirtilerinde en az 7 gün. Eğer hastalık sonraki aşamalarda tanımlanırsa, bakteri enfeksiyonu için Chemotherapeutic agent ve antibiyotik (tercihen FURAZOLİDON+) faaliyeti gerekebilir. FURAZOLİDON bağısaktaki E.COLİ enfeksiyonuna karşı belirgin faydası olduğunu göstermiştir.

2.ADENOSAN Diğer Genç Kuşlarla Temas Sonucu Enfeksiyon Kaygısı Sonucu Kullanılır:

Sürüye yeni genç kuşların gelmesi sürecinde 7 günlük bir periyotta. Uçuş mevsiminde 3 gün, uçuşlardan sonra.

3.Bağırsak Florasında Bir Değişikliğin Kuşları Hastalığın Patlak Vermesine Etki Etmesi Durumunda ADENOSAN Kullanılır:

Trichomonads için kuşların tedavisinde, paralel olarak ADENOSAN uygulamasına tedaviden 3 gün önce başlanmasını tavsiye ediyoruz.

Hastalığın Tanımı

Bu hastalığı içeren patojenler yüzünden sadece deneysel bir teşhis yapmak mümkündür.

Benzer Durumlar

E-coli, Hexamitiasis.

Parazitler
DIŞ PARAZİTLERE KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER

Kilo kaybına sebep olurlar.

1) Kuşlarınızı yerde yemlemeyiniz. özel hazırlanan yemlikler kullanınız.
2) Suluklarınız da aynı şekilde içine dışkı bulaşmayacak biçimde korunaklı olmalıdır.
3) Kuşlarınızın yemlik ve sulukları, başka kuşların kullanımına açık olmayacak şekilde bulundurulmalıdır.
4) Salmanızı ve salma içi ekipmanlarınızı sık ve düzenli aralıklarla temizleyiniz. temizleme sırasında dezenfektan ilaçlar kullanmak uygundur. Çamaşırsuyu da iyi bir dezenfektan görevi görür. Ayrıca salmanın içinin havadar olmasına özen gösteriniz.
5) Salmanızda rutubet olmamalıdır. Islak ortam bir çok mikrobun barınması ve parazitlerin yumurtalarının gelişimi için oldukça uygun bir zemin yaratmaktadır. Salma tabanına kum sermeyiniz. Salma tabanındaki kum, mikrop ve parazitler için iyi bir barınma ve gelişme ortamı sağlar.
6) Salmanızı, içine her tür parazitin, sineğin, böceğin vb girmesini engellemek amacı ile uygun gözenekli kafes teli kullanarak yalıtınız.
7) Kuşlarınızın diğer kuşlarla temas etmemelerine dikkat ediniz.
Güvercinlerinizi sık sık genel sağlık kontrolünden geçiriniz. Bu kontrol sırasında olması muhtemel tüm hastalıkların belirtilerini inceleyiniz ve dış parazit taşıyıp taşımadıklarını gözleyiniz.
9) Salma içini belli aralıklarla parazit öldürücü ilaçlarla ilaçlayınız.
10) Kuşlarınıza haftada birkaç kere banyo yaptırınız. Banyo sularına parazit önleyici ve koruyucu ilaçlar karıştırınız.

Kullanılabilecek ilaçlar

NEGUVON TOZ : Hayvanların dış ve iç parazitleri için kullanılan etkili bir ilaçtır. Deri yolu ile ve bağırsaktan emilerek kana karışabilmektedir. Haricen kullanıldığında ise dış parazitler üzerinde oldukça etkilidir. Güvercinlerde görülen bit, pire at sineği ve kene türlerine karşı etkilidir. Özellikle bit için oldukça iyidir. Güvercinlerde %2’lik eriyik şeklinde kullanılır ve 5 gün sonra ilaç tekrarlanır. 1 litre suya 2 gram karıştırılarak hazırlanacak su ile tüm salma püskürtme yolu ile ilaçlanabilir ya da banyo sularına katılabilir.
RİN TOZU: Dış parazitler için oldukça yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. Toz şeklinde olan ilaç serpme yolu ile kullanılmaktadır. Kanat altlarına, kuyruk arkasına ve göğüse serpilmek sureti ile kullanılır. Aynı zamanda salma içinde köşelere, çatlaklara vb yerlere de serpilebilir. Güvercinlerin yemlerine ve içme sularına karışmamasına dikkat edilmelidir.
BLOTİC: (Önerilir!) Bir leğen suya 2 kapak blotic atıp kuşlar gözleri suya girmeyecek şekilde elle banyo yaptırılır. İlk zamanlar haftada 1 defa daha sonra ayda bir defa bu ürünü kullanırsanız dış parazitlerden kurtulursunuz.

İÇ PARAZİTLERE KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER

İshal ve kusma yapar. Zayıflamaya yol açar.

1 ) Salmanın düzenli temizliği ve dezenfektesi ile sağlıklı yaşam koşullarına sahip hale getirilmesi.
2 ) Salmanın yeterli büyüklükte olması ve kuş başına düşen alanın uygun olması.
3 ) Salma içi havalandırmanın uygun olması. Birikmiş kuş dışkılarından yayılan amonyak gazının kuşlarımız tarafından solunması çeşitli solunum yolu hastalıklarına ve iç parazitlerin yeniden vücuda alınmasına neden olabilmektedir.
4 ) Kuşların yerde yemlenmemesi, içine kuş dışkısı bulaşmayacak şekilde özel yemlik ve sulukların kullanılması.
4 ) Yemlik ve sulukların başka kuşların ve canlıların kullanımına açık olmaması.
5 ) Salmanın sinek, böcek ve diğer haşere ve canlıların içine giremeyeceği şekilde tel kafesle yalıtılmış olması.
6 ) Düzenli dış parazit kontrollerinin ve ilaçlamasının yapılması.
7 ) Kuşlarımıza verdiğimiz yemlerin taze ve temiz olmasına özen gösterilmesi, mümkünse güvenilirliği test edilmiş yem dükkanlarından sürekli alış veriş yapılması.
8 ) Yemlerimizin içerlerine başka canlıların giremeyeceği şekilde ağzı kapalı kaplarda saklanması.

Kullanılabilecek ilaçlar

VERMAZOL : Her tablet 100 mg Mebendazole içermektedir. İnsanlar için üretilmiş bir ilaçtır. Yuvarlak solucan türleri ve Kıl kurtları ve Mide duvarı kurtları üzerinde ve özellikle de Yassı solucanlar üzerinde etkilidir. Yarım tablet 2 litre suya karıştırılarak 3 gün süre ile verilebilir. 15 gün sonra bir doz daha uygulanır.
LEVAPAR TOZ : Etken maddesi, Levamisol’dur. Yuvarlak solucan türleri ve Kıl kurtları ve Mide duvarı kurtları üzerinde etkilidir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, güvercin başına 10 –20 mg kadardır. Kuşların günlük içme sularına karıştırılarak verilmelidir. 15 gün sonra aynı doz tekrar edilebilir.
CİTRALİN – L TOZ : Etken maddesi, Levamisol Hydrochlorid’dir. 1 gram ilaç 1769 gr etken madde bulunmaktadır. Yuvarlak solucan türleri ve Kıl kurtları ve Mide duvarı kurtları üzerinde etkilidir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, güvercin başına 10 –20 mg kadardır. Kuşların günlük içme sularına karıştırılarak verilmelidir. 15 gün sonra aynı doz tekrar edilebilir

KÜMESLERDE SİZİN SAĞLIĞINIZ

Bu makalenin amacı sizin sağlığınız ve onu nasıl koruyacağınız hakkındadır.

Semptomlar

Yaygın olarak bilinen PFL, Amerikalılarında 'hypersensitivity Pneumonitis' dedikleri alerji tipi, akut ve kronik olmak üzere iki tiptir. Salmalarda 4-8 saat durulmasında yoğun bir grip, ateş, soğuk algınlığı, öksürük, kas ağrısı ve nefes darlığı meydana gelir. Doktorlar steteskop ve rontgen aracılığıyla ciğerde bulunan anormallikleri farkedebilir. Kan testlerinde güvercin proteinlerine karşı oluşan yüksek seviyedeki antikorlar gözlenebilir. Semptomları 48 saat görülmesine rağmen bir ya da iki hafta sürebilir. Her ne kadar semptomlar kendiliğinden geçse de semptomlar hala belirginken doktora gözükmek kronik hale gelmesini önlemek için gereklidir. Kronik form ciğerlere zarar verdiğinden ciddi vakalarda ölümlere bile yol açabilirler. Başlıca semptomları; öksürük, nefes darlığı ve aşırı derecede kilo kaybıdır.

PFL ilk kez 1965 yılında literatüre girmiştir. PFL de kuş materyallerinin hastalığa sebep olduğu kanıtlanmamakla birlikte başlıca sebepler; dışkılar, tüyler ve de en önemlisi güvercin tozu ve partikülleridir.

Genel Risk Durumları

Salma temizliği: Dışkıların çoğalmalarına kesinlikle izin vermeyin. En tehlikeli partiküllerin kaynağı dışkılardır. Partiküllerin temizlenmesinde en etkili yol elektrik süpürgesidir. Makineden geçen tozun tekrar havaya yayılmasını önlemek için filtre koyun. Salmanın içini periyodik olarak yıkayın. Yıkama kuruma için güzel bir günde ve sabah yapılmalıdır.

Güvercinlerin elle tutulması: Güvercin ele alındığında partiküller de ele geçerek ağız-burun yoluyla vücudumuza girebilir. Sürü egzersiz için dışarı bırakıldığında hepsinin aynı anda kanat çırpması salmada bulunan bütün tozları kaldırmaktadır ve 10-15 dakika geçtikten sonra bile normal seviyesine dönmez. Kuşları serbest bıraktıktan sonra salma iyice havalandırılmalı ve tozlar inene kadar terk edilmelidir. Salmada kalmak zorunluluk ise mutlaka maske takılmalıdır. Tüy dönemlerinde bu gizli partiküller önemli derecede artış göstermektedir.

Kişisel Korunma Yolları

Maskeler: İlk olarak 1982 yılında yapılmış, çeşitli tip ve boyutlarda kuş besleyenler için yapılmış maskeler bulunmaktadır. Maske takarken en önemli nokta yüzünüze tam oturmasıdır. Hasta maskelerini takmanın bir faydası yoktur. Aile fertlerini üzerinde taşıdığı kıyafetlerden dolayı risk altına sokmamak salma içinde için koruyucu elbise giyilmelidir. Güvercin besleyicilerinin aileleri de güvercinlerle hiç bir teması olmamasına rağmen etkilenmektedirler. Bunun sebebi yetiştiricilerin partikülleri kıyafetleriyle evlerine taşımalarıdır. Salmada giyilen kirli kıyafetler orada çıkartılmalı ve özellikle ayakkabılar için kolay çıkartılabilen koruyucular kullanılmalıdır. Partiküller cild üzerinde de çoğalabildiklerinden eller bol su ve sabunla yıkanmalıdır.

Güvercin hareketleri: Güvercinlerin kümes içerisinde faslaca kanat çırpmaları havada tozların daha çok yayılmasına sebep olur. Salmaların dizaynı, güvercinlerinizi yakalamaya çalıştığınızda kanat çırpıp kaçamayacakları şekilde yapılmalıdır. Kuşlarınızı kendinize alıştırmanız bu sebepten önem taşır.

Sık banyo: Kuşlarınıza salmalarınızın dışında banyo yaptırmanız önerilir. Çok fazla banyo yaptırmaya gerek yoktur. Kuşlarınız kendilerini banyo düzenine alıştırırlar. Güvercinlere yarış öncesi 3 gün banyo yaptırılmaz ki yarışta yağabilecek yağmurdan korunmak için kanatlarında yeterli balmumu olabilsin.

Güvercin sayısı: İhtiyacınızdan daha fazla kuş beslemeyin. Salmada fazla kuş daha fazla partiküllerin çoğalamasına sebep olur.

Bazı insanlarda hiçbir allerjik reaksiyon göstermemekle birlikte önlem olarak kuşlarınızla gün içinde salmalarda 40 dakikadan fazla kontakt kurmamak gerekir. PFL de en büyük problem ondan nasıl korunacağını bilmektir. Daha basitleştirirsek bu (PFL) güvercinlere karşı bir alerjik reaksiyondur. Aynı kedilere, köpeklere ve belirli yiyeceklere karşı olan alerjik reaksiyon gibidir. Açık havada (meydanlar gibi) bu problemden yakınmak imkansızdır.

Gary Gleeson

GENÇ KUŞLARDA E-COLİ- E-coli in Young Birds

Her kuşun gençlik dönemlerinde e-coli bakterisinden kaynaklanan hastalıkların arttığını görürüz. E-coli normalde güvercinlerin sindirim sisteminde yaşar. Hastalık yaratma potansiyeli olmasına rağmen genelde hastalığa yol açacak bir tetikleyicisi olmalıdır. E-coli'nin hastalığa sebep olması için şu sebepler olmalıdır; stres, viral enfeksiyonlar, bağırsak parazitleri, yarışma sırasında tüketilen kimyasal ürünler.

Genç kuşlarda en önemli tetikleyici faktör adenovirüstür (genç hastalığı). Güvercinler yarışlar, eğitim gibi herhangi bir sebepten biraraya getirildiğinde ortaya çıkmaya başlar. Adenovirüs tek başına hastalığa sebep olmaz. Ancak e-coli'yle birlikte olması onu tehlikeli kılar. E-coli hastalığının tedavisi genellikle semptomları azaltır. Ancak adenovirüs enfeksiyonu için birşey yapamaz. Zaman içinde kuşların bağırsak sistemleri tarafından eritilir. Adenovirüs için etkili bir aşı yoktur. E-coli tedavisi yapılırken adenovirüs kendi haline bırakılmalıdır.

Genellikle kolibasilinin (e-coli enfeksiyonu) ortaya çıkışında kontrol altına almak için, amoxilin gibi geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır. Antibiyotikler hastalığı önlemez. Gereksiz kullanıldığında da, ihtiyacımız olduğunda işe yaramazlar. Bu yüzden sadece hastalık ortaya çıktığında kullanılmalıdır. Semptomları gennellikle bazı genç kuşlarda kusma, ishal ya da normal olmayan dışkı ve uyuşukluktur. Hastalık sırasında kuşlar uçurulmamalıdır. E-coli bazı kuşları etkilemez, bu durumda onların eğitimlerine devam edilebilir.

Tedavide İlk tercihim amoxilini kalçadan vurmaktır. Amoxilin iyi antibiyotiklerin fiyat olarakda en ucuzudur. 7 gün boyunca galon başına 3 gram kullanılır. Sürü içinde enfeksiyon yayıldığı zaman ve tedavi sonrası haftalarda durum fenalaşmaya başladığında yeniden tedavi genelde gerekli olur.

KIŞ MEVSİMİ- Winter Time

Haftalarca süren yağmurlu havadan sonra, güneşi ilk kez görünce kuşlarımı aşılama zamanı gelmişti. Eşleştirmeden önce aşılamanın sebebi; yumurtlayacak kuşun üreme dönemi boyunca antikorlarının en yüksek seviyeye ulaşacak olmasındandır. Bu kuşların döl kalitesinde önemlidir. çünkü yavrular bağışıklıklarını yumurta ve süt yoluyla alırlar. Bu, yavrulara bağışıklık sistemi oluşuncaya kadar koruma sağlar.

Güvercinler dinlenme döneminde şişmanlarlar. Bu dönemde düzenli egzersiz kuşların formda kalmalarını sağlar. Ancak kümesin büyüklüğü buna uygun değilse obez olmamaları için az yem verilmelidir. Soğuk havada çok yemek kuşların hayatta kalma içgüdülerindendir. Bazen vücutları onlara zor zamanlar için stok yapma gereksinimiyle açlıktan ölüyormuş gibi yemeğe zorlar. O yüzden beslenme ölçülerini iyi ayarlamak gerekir. Arpa vermek daha avantajlıdır, daha az iştah açıcıdır ve daha az kalorilidir.

Neden çok şişmanlarını engellemeliyiz?

Yağlı kuş daha az uçma isteği, uçuşta daha fazla zorlanma, verimsiz yumurta ve sık sık yumurtlamak problemleri yaşar.

Yaz kış farketmeksizin kuşlarınıza hijyenik koşullarda banyo yaptırın. Kuşlar banyo yapmayı çok severler. Hijyen solucan, trichomonas, coccidia dan korunmak için önemlidir. Ancak geniş spektrumlu antibiyotikler kullanmak yeterli bir ölçü değildir. Antibiyotiklerin önleyici etkileri yoktur. Antibiyotikler zararlı bakterilere karşı tıkama görevi gören yararlı bakterileri de vücuttan atarlar. Böylece kuşlar antibiyotik kullanımından sonra, öncesine oranla daha da hassaslaşırlar.

Aşılama yaparken (ben PMV ve Paratyphoid aşılıyorum) güvenliği arttırmayı unutmayın. Aşıyı hemen derinin altında tutun, kaslara ya da hayati yapılara ulaşacak kadar derine inmeyin ya da çok sığ yapmayın. Eğer çok derine inersek kaslara zarar verebilir daha da kötüsü damara vurabiliriz.

Eğer damara yapılırsa aşı, güvercin bir kaç saniye/dakika içerisinde ölür. İğnenin ucunu eğik tutun. Sırta, boynun sırtla bitiş hizasına vurun ya da kasıklara. Kasıklar daha güvenli olup daha zordur. Ancak boyun bölgesinde bir kan damarına rastlama tehlikesi fazladır.

David E.Marx

YARIŞ MEVSİMİNDE TEDAVİ- MEDICATING DURING THE FLYING SEASON

Yarışlar boyunca uygulamamız gereken bazı belirli tedavi yöntemleri vardır. En başlıcası antitrichomonas tedavisi için Ronidazole ve Metronidazole dir. Her 2 haftada, 2 günlük periyodlarla verilmelidir. Trichomonasları gereğinden fazla bastırmaksızın kuşların karaciğerlerinden atmalıyız. Trichomonasların sayısı arttıkça kuşların performansları azalır. Bu denenmiştir.

Sezondan önce yoğun bir trichomonasit verilse bile trichomonatların yeniden belirme ve 'yarış boyunca' sayılarının artma eğilimi olduğu bilinir.

Diğer bir rutin tedavi de, solunum enfeksiyonlarından kuşları uzak tutmaktır. Birçok durumda solunum yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek gereksizdir. Kümesinizde eğer kronik bir problem varsa, kuşların yarışı erken bırakmaması için, yoğun bir tedavidense, haftada 2 günlük tedavi uygundur. Yarış haftasının başında yapılacak tedavi kuşlarınızın iyileşmesini mümkün kılar ve güvercinlerimizin en iyi performansı vermesini sağlar. Genellikle biz tetracycline kullanırız.

Haemoproteus un problem olduğu durumlarda sezondan önce kuş 28 tam gün boyunca tedavi edilmelidir. Ve sonra haftada 1-2 günlük tedaviye devam edilmelidir. Sezon boyunca sıtmaya karşı da ilaç kullanılmalıdır.

Görünüşe göre kuşlara verdiğimiz ilaçlar zararlı yönde onları etkilemiyor. Ama karaciğeri yorduğundan maksimum düzeyde çalışmasını da beklememek gerekiyor. Karaciğer, enerji depolamasında ve yarış boyunca kullanılmasında bir anahtar oyuncu gibidir. Ve yarışlarda süper forma ulaşmak için karaciğeri üst seviyede kullanmak gerekiyor.

David E.Marx

İÇME SUYUNDA İLAÇLA TEDAVİDE DOZAJ AYARLAMASI

İçme suyuyla tedavi ederken dozajın nasıl ayarlanacağı konusunda her zaman bir karışıklık vardır. Verilen dozajlar 50-60 güvercinin bir günde bir galon (3.785 litre) su içtiği sıcaklık ve durumlar içindir. bu genellikle havanın ılıman olduğu zamanlar içindir.Hepimizin bildiği gibi güvercinlerin içtiği su miktarı sıcaklık ve aktivite durumuna bağlı olarak değişir.

 

 Kışın soğuk günlerinde, ılık havada tükettiklerinin yarısını veya daha azını içerler. Sıcak hava zamanlarında ve daha fazla antrenman egzersiz yapıldığında, tüketim orantılı olarak artar.

Dozajın nasıl ayarlanacağına dair özel bir rehber yoktur ama göz kararı çok soğuk havalarda dozajı iki katına çıkartın ve aşırı derecede sıcak havalarda üçte bir oranında azaltın. Her kuş sahibi havanın sıcaklığına ve aktivite durumlarına göre miktarı belirlemelidir. İyi gözlemciler olmak zorundayız, sağ duyulu olun ve temel tedavi prensiplerini öğrenin. Uygun ilaçla, uygun zamanda ve doğru dozajla tedavi edin.

Önerilen dozajdan daha fazla ilaç tüketilmesi güvercinlerde ciddi yan etkilere sebep olabilir. Tedavi edici düzeyden az olursa ilacın etkisiz olmasıyla sonuçlanabilir ve bu da dirençli organizmalara yol açar. Düşük dozla hayatta kalmayı başarabilir hale gelirler, bunun sonucunda kademe kademe o ilaçtan etkilenmez hale gelirler.

İLAÇLA TEDAVİDE UZAK DURULMASI GEREKENLER

Çiftleşme zamanında Emtryl kullanmaktan kaçının. Erkek kuşlarda döllenme verimini geçici olarak azalttığı görülmüştür. Bildiğim kadarıyla kanıtlanmamasına rağmen diğer Antitrichomonas ilaçların da benzer etkilere sahip olduklarını kabul ediyoruz. Panacur ve Telmintic gibi ‘bendazole’ kurt ilaçlarını tüy dökme ve yavru besleme zamanlarında kullanmaktan kaçının. Bu grup ilaçlar tüy anormalliklerine, bazen de büyük zararlara yol açabilmektedirler.

 

Tetracycline grubu antibiyotiklerle tedavi ederken kum ve palet yem vermekten kaçının. Kum ve palet yemlerin içindeki kalsiyum ilacı bağlayıp vücutta kullanılamaz hale getirebilir. Bu da eksik doz zararlarına yol açabilir. Tetracycline grubu Terramycin, Aureomycin, Tetracycline ve Doxycycline ‘ni içerir.

İlaçları içme suyunda 24 saatten fazla bırakmaktan kaçının. İlaçlar kademe kademe bozulur etkisiz hale gelir. Su ılıklaştıkça bu olay hızlanır. Bu sebeple ılık havalarda 12 saatlik limit uygulamak daha pratik olur. Her sabah yeni karışım hazırlayın. Tedavi sırasında yüksek doz uygulamaktan kaçının. Çünkü çok az yeterlidir demek fazlası iyidir anlamına gelmez. Tavsiye edilen dozaja sadık kalınmalıdır. Bazı ilaçlar yüksek dozlarda çok zehirleyicidir.

(içme suyu yoluyla tedavi ederken dozajın tüketilen su miktarına göre ayarlandığını unutmayın. Tavsiye edilen miktarlar ılıman mevsimler için geçerlidir. Sıcak havalarda daha az kullanın. Kuşların daha az su içtikleri soğuk havalarda dozajı iki katına çıkartın.)

ilaçları tavsiye edilen zamandan kısa kullanmaktan kaçının. Yetersiz zamanda ve organizmaları öldürmeyecek kadar az miktarda kullanmak, onların ilaçlara karşı dirençli veya dayanıklı hale gelmelerine yol açar. Bu direnç faktörü çok önemli hale gelir ve kademe kademe antibiyotiklerle durdurulamayan süper mikroplar ve virüsler üretir.

Antibiyotikleri ‘koruyucu’ ilaç olarak kullanmaktan kaçının. Antibiyotikler hiçbir şeyi önlemez. Belli enfeksiyonları tedavi etmekte kullanılırlar ama hiçbir şekilde bir şeyi önleyemezler. Aslında belli bir dereceye kadar kuşları enfeksiyonlara karşı koruyan yararlı bakterileri öldürdükleri için kuşları enfeksiyonlara karşı açık hale getirirler.

Karışımlarının güvenli olduğu gösterilmedikçe ilaçları karıştırmaktan kaçının. Belli kombinasyonlar güvenli olarak bilinir ve kullanılırlar. Bütün ilaçların karıştırılabileceğini ve aynı anda kullanılabileceğini sanıp, kendinizi kaptırmayın. İhtiyatla yaklaşın ve bilinen güvenli kombinasyonlara sadık kalın.

Clorox gibi ev ağartıcılarını su dezenfektanı olarak kullandığınızda içme suyuna başka bir şey koymaktan kaçının. Çok güçlü oksidan maddelerdir ve karıştıkları ürünü etkisiz veya zehirli olacak şekilde değiştirirler. Clorox sadece tek başına kullanılmalıdır. Suda ilaç veya vitamin kullandığınızda Clorox kullanmayı durdurun.

David E.Marx

ANTİBİYOTİKLER. Onları Kullanmayın! ANTIBIOTICS. Don't Use Them!
Antibiyotiklerin güvercin yetiştiricileri tarafından kullanımı yasaklanmalıdır.

Yetiştiriciler güvercinleri antibiyotiklerle tedavi etmeye gelince ne yaptıklarını bilmemektedirler. Daha kötüsü sayısız zarara sebep olmaktadırlar. Tipik olarak çoğu yetiştirici güvercinlerin semptomlarına bakıp hastalığın ne olduğunu, neyle hastalığı tedavi edeceklerini ve ne doz kullanacaklarını tahmin ederler. Yetiştiriciler antibiyotikleri gereği gibi ne zaman kullanacaklarını bilmezler. Virüslerin sebep olduğu hastalıkları tedavi etmek için antibiyotik kullanırlar.

Antibiyotikler virüsleri öldürmezler! Viral enfeksiyonlarda kullanılan antibiyotik fırsatçı bakterilerin sebep olduğu ikincil hastalıkları önlemek içindir. Gerçek şudur ki, antibiyotikler fırsatçı bakterinin ilk etapta görülmesine sebep olur. Bütün iyi güvercin bakterileri öldürülür. Sonucunda verilen antibiyotiğe dayanan bakteriler ki bunlar hastalığa sebep olurlar, vücuda yerleşir. Yetiştiriciler cahilce herşeyde - paramyxovirüs, adenovirüs, koksidiyoz, hexamita vb. - antibiyotiğe başvururlar. Antibiyotikler bu hastalıklardan herhangi birine karşı faydalı değillerdir ama yanlış giden birşeyler olur olmaz, yetiştirici suya sarı tozu atıverir.

Suya ne ölçüde konulacak? kim bilir!! Sarı toz nedir? Kim bilir!! Sihirli toz ne kadar güçlüdür? Kim bilir!! Ne kadar süre bu sarı tozu vermek gerekir? Kim bilir!!

Hatta problemin gerçek sebebi bakteriyal olunca yanlış bakteri için, yanlış antibiyotik kullanmaktadırlar. Örneğin; en kötü salmonella durumu için tek etkili antibiyotik vardır. Ama yetiştirici biliyor mu ki dozunu? Aslında sıradan yetiştirici antibiyotikler hakkında birşey biliyor mu? Bunu deneyelim..
Güvercin klübüne gidin ve orada herhangi birine chlamydia için doğru antibiyotiğin hangisi olduğunu sorun. Daha sonra salmonella için semptomların ne olduğunu sorun. Daha sonra onlara Auromycin, Ornicure ve Terramycin arasında ne fark olduğunu sorun. Bunların bilineceğinden şüpheliyim!

Tamamiyle enfeksiyonun yok edilmesi için çoğu antibiyotiğin 14-21 gün verilmesi gerekir. Ancak çoğu antibiyotik, yetiştiriciler tarafından 2-5 gün suya konulmaktadır. Bu yeterli değildir. Kedi, köpeğiniz hastalandığında nasıl veterinere sorup ilaç alıyorsanız, güvercinler içinde doktordan reçete alınması gerekir.

Hollanda'da Utrecht Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, piyasadaki ilaçlardan imalatçıların tavsiye ettiği dozlar, bakteriyal enfeksiyonu öldürmekteki etkisiyle karşılaştırıldığında sadece 60 tavsiye edilen formülasyondan 3 dozajın doğru olduğu ortaya çıkartılmıştır.

Tedavilerin büyük çoğunluğunun genellikle işe yaramadığı sonucuna varılmıştır. Bunun sebebi de sözde güvercin antibiyotiklerinin güvercinler için geliştirilmemiş olmasındandır. Bunlar önce insanlar için geliştirilmiş daha sonra domuz, tavuk gibi çiftlik hayvanları ve kedi, köpek gibi evde beslenen hayvanlar için uyarlanmıştır.

Rastgele antibiyotik kullanımı dünyada güvercinlerde büyük hastalıklara sebep olur. Eğer antibiyotik kullanımını bırakmaksak yeni bir öldürücü 'süper mikrop' gelişimini gözleyebiliriz. Bu mikrop o kadar dayanıklıdır ki, hiçbir antibiyotik onu yok edemez.

Amerika'da Federal İlaç Ajansı, antibiyotiklerin kümes hayvanları için kullanılmasını yasaklamıştır. Sebebi, antibiyotiklere dayanıklılık geliştiren bakterinin türeyişinin tavuklarda tedavi edilemeyen mide hastalıklarına yol açmasıdır.

Britanya'da yaklaşık 2 milyon güvercin, 2 trilyon da bakteri vardır. Şanslıyız ki bunların çoğu dost bakterilerdir. Eğer yetiştiriciler antibiyotik kullanımını sürdürürlerse bütün dost bakterileri yok edeceklerdir ve tahmin edin onların yerini ne alacaktır? Katil bakteriler!

Eğer salmanıza antibiyotiğe dayanıklı bakteri girerse bir daha asla yarışa giremezsiniz. Eğer hala ölmedilerse salmadaki tüm kuşları öldürmeniz gerekir. Salmanızı yakın ve gidin! Yakmanızda eğer siz taşıyıcı değilseniz işe yarayacaktır.

Belki siz antibiyotik kullanmıyorsunuz ama bu yüzden güvende olduğunuzu düşünmeyin. Yarışlarda aynı yerden su içme ya da yeme, diğer kuşların taşıdığı bakterileri sizin kuşlarınıza da geçirir.
Antibiyotiğe dayanıklı bakteri istilası işlemi 20 dak. gibi çok kısa sürede gerçekleşir ve güvercinlerinizin bağırsaklarına yerleşirler.

Çözüm nedir?

Antibiyotik kullanmayı bırakın! Arkadaşlarınıza antibiyotik kullanmalarını bırakmalarını söyleyin! Antibiyotik almayı bırakın! Veterinerinizin size antibiyotik vermesine izin vermeyin! Kalıcı hasta olan kuşlarınızdan kurtulun!

PROBİYOTİKLER- USE OF PROBIOTICS In Caged & Aviary Birds

Bakteri ve Evsahibi İlişkisi

Evrim boyunca bakteri ve sıcakkanlı hayvanlar karşılıklı birbirlerine yarar sağlamak için, birbirleriyle yakın işbirliği içinde olmuşlardır. Deneme yanılma yoluyla bakteri nüfusu yayılarak hayvan vücudunun yerlileri durumuna gelmiştir. Ev sahibi, karşılığını sindirim sisteminde alır; başlıca beseleyicilerin yapımı, istenilmeyen bakterilere karşı koruma, vücuttaki suyun kontrolü vr diğer metabolik avantajlara sahip olur. Bakteri, karşılığında gelişimi için elverişli sıcaklığı ve vücut salgılarında başlıca besleyici kaynakları alır. Bu ilişkinin doğası yüzünden bakteri nüfusu ev sahibi için çok önemlidir.

Değişiklikler

Bu karşılıklı ilişkinin her üyesi diğeri tarafından etkilenir. Ev sahibinde kesin değişiklikler oluştuğunda, değişiklik bağırsaklardaki bakteri nüfusuna yansır. Bakteriyal değişiklikler, antibiyotik tedavisi, stres, beslenmedeki değişiklikler gibi faktörler sonucu oluşur. Bakteri nüfüsundaki değişiklik hayvanın aktivitelerine de yansır; yemeği sindirme yeteneğini azalır ve bağırsak hastalıklarından kendini koruması güçleşir.

Stresin, kalabalığın olmadığı, uygun diyete sahip beslenmenin yapıldığı, ilaçların verilmediği, temiz bir çevrede bağırsak bakteri nüfusunun ideal seviyesi temin edilebilir.

Probiyotik Nedir?

Stressiz, sağlıklı hayvanın bağırsağında bulunan bakteri tedavide kullanılmak üzere kültür edilebilir. Bu şekline probiyotikler denir. Probiyotik konsept, bu bakterilerin hayvana yeniden verilmelesini içerir. Birçok ülkedeki çalışmalar gösteriyor ki bu bakterilerin kontrol altına alınmasına ve diğer zararlı bakterileri kovmasına rağmen aslında onlar stres tarafından en çok zarar görenlerdir. Birçok probiyotik ürünler, doğal yolla oluşmuş canlı Laktobacilli ve Streptococcus (Enterococcus) içerir.

Dengeyi Onarma

Bir kere canlı bakteri hayvan yerleştiğinde, yararlı etkiler üretme potansiyeli vardır. Mesela normal bakteri seviyesi bozulduğunda labaratuvarda hayvana yapılan günlük organizma dağıtımı engel teşkil eder. Ancak ilaç şirketleri bunu da üstesinden gelmişlerdir. Japon ilaç üreticisi Yakult, insan probiyotiği üretmektedir. Bu, süt bazlı içecek olarak Avustralya'da da dağıtılmaktadır ve her hafta bir milyon şişe tüketilmektedir. Ondört milyon şişe ise hergün Japonya'da tüketilmektedir. İlginç olarak insanlarda araştırmalar göstermiştir ki, Yakult'u bireysel olarak kullanan insanlarda bağırsak kanserine yakalanma riski düşmektedir. ve çoğu zararlı bakterinin ürettiği toksin ki bunlar karsinojeniktir ve kansere sebep olur, bu riski de çok aşağılara çekmektedir.

Yeni Çalışmalar

Nisan 2003'de Tenerife'deki Loro Parque'de yapılan yedinci Avrupa Kuş Veterinerleri Derneği konferansında, cockatiel chicks'lerde (bir tür papağan) probiyotik kullanımına ilişkin ilginç bir tez sunuldu. Tez, Louisiana State Üniversitesinde, Dr. Tom Tully başkanlığında bir ekip tarafından yürütülen bir çalışmayı anlatıyordu. Cockatiel chicks'ler 12 günlük olduklarında anne-babalarından ayrılıyor ve elle beslenmeye başlıyorlardı. Kuşlar pek çok gruba ayrılmıştı. Bazıları probiyotik desteği almış, bazıları ise almamıştı. Kuşlar bu şekilde yetiştirilirken, kilo alma ve hastalıklara karşı direnç gösterebilme becerileri de gözlemlenmişti.

Sonuçlar, iyi bir beslenme programını takip eden sağlıklı kuşların kilo almalarında hiçbir fark olmadığını gösterdi. Böylece çalışmayı yürüten ekip şu sonuca vardı: "Uygun bir beslenme programını takip eden sağlıklı yavrularda önemli bir ekstra faydası görülmemekle birlikte, hasta, stresli ya da deneyimsiz kişilerce ve marjinal beslenme programları ile beslenen yavrularda, kuşlara özgü bir günlük probiyotik ek besininin faydası olacaktır".

Yetiştirilme sırasında kuşlara kasıtlı olarak hastalığa neden olan bakteriler verildi (Pseudomonas sp., E.coli). Bu bakterileri alan kuşlar arasında, probiyotik ek besini alan grubun daha düşük bir positif patojen özellik gösterdiği görüldü. Yapılan kan testlerinde hassaslaşmanın daha az olduğu (daha düşük akyuvar sayımı), yapılan histopatolojide ise bağırsaklarda daha az enfeksiyon olduğu tespit edildi.

Ekim 2003'de Chicago'da yapılan AU toplantısında araştırma Star Labs tarafından sunuldu. Missouri'de bulunan Star Labs, "PrimaLac" isimli bir probiyotik preparatı imal etmekteydi. Bu ürünle iki büyük deney gerçekleştirildi. 20,000 Bob White quail chicks (bıldırcın) üzerinde yapılan ilk deneyde, probiyotik alan kuşların gelişimlerinin, sindirimlerinin ve tüy kalitelerinin, probiyotik almayan kuşlara göre daha iyi olduğu ve bu kuşların hayatta kalma şansının daha yüksek olduğu görüldü. Bu kuşlar aynı zamanda daha iyi bir bağışıklık (antikor) gösterdiler. İkinci deneyde yaklaşık 15,000 sülün kullanıldı ve probiyotik alan ve almayan iki gruba ayrıldılar. Her iki gruba da kasıtlı olarak Salmonella typhimurium (hastalık yaratan bir bakteri) ve (paramyxovirüsün neden olduğu) Newcastle hastalığı verildi. Sonuç olarak probiyotik desteği almayan kuşlarda ölüm oranı diğer gruba göre %25 daha fazla oldu.

Hareket Planı

Probiyotikler nasıl etki ediyor? Rekabetçi inhibisyon - Lactobacillus sp. gibi, bazı sağlıklı kuşların bağırsaklarında bulunan normal bakteriler, olası patojenleri kontrol altında tutmaya yardımcı olan laktik asit, hidrojen peroksit, antibiyotik ve diğer maddeler üretirler. Sağlıklı kuşlarda, normal bakteriler tarafından üretilen laktik asit, mide ve bağırsak içeriğinin pH'ını düşük yani asidik tutar. Bu normal bakterilerin strese bağlı olarak kaybolması pH'da yükselmeye neden olur. Genel bir kural olarak, patojenik bakterilerin çoğu asidik ortamda çoğalmazlar ve bu nedenle pH'daki bir artış hastalık yaratan bakterilerin yayılmasına kolaylık sağlar. Pek çok kuşbilimcinin de bildiği gibi, olası yayılmacı bakteriler arasında E-coli, Pseudomonas, Candida (maya ya da pamukçuk) , Salmonella ve Yersinia sayılabilir. Genellikle bu organizmalar fırsatçı şekilde hareket ederler, kuşların stresli oldukları dönemlerde hastalık yaratmak için tetikte beklerler. Bağırsaklarda asiditeyi düşürmelerinin yanı sıra, probiyotikler, bağırsak hattını kaplayan ve tercihen bağırsak duvarındaki reseptör bölgelerde bulunan koruyucu sümüksü tabakalar üreterek, E.coli gibi bakterileri uzak tutarlar. Problemi, antibiyotik kullanımına gerek kalmadan yok etmek için doğal bir yöntem sunarlar. Kuşları tedavi ederken bağırsaklarını, onları normal aktiviteleri sırasında tekrar sağlıklarına kavuşturabilecek faydalı bakterilerle donatıyoruz. İştahın uyarılması - Probiyotiklerin güçlü bir iştah uyarıcı etkisi olduğu görülmektedir. Sindirim enzimleri ve B vitaminleri üretirler. Bu etkiler kuşların beslenme rejimlerinden maksimum ölçüde faydalanmalarını sağlar.

Bağışıklık sisteminin uyarılması - Son çalışmalar probiyotiklerin genel bağışıklık sistemini uyardığını göstermektedir. İlginçtir ki, insan probiyotik preparatları özel bakteri enfeksiyonlarını hedefleyecek şekilde geliştirilmektedir. İnsanlarda Bacillus cereus bakterisi gastroenterite neden olur. Bu enfeksiyon ölümcül olmasa da, yıllık olarak pek çok işgünü kaybına neden olmaktadır. Antibiyotik yerine, gelecekte hastalara enfeksiyonu kontrol eden özel bir probiyotik "yoğurt" takviyesi verilebilir. İlgili şirketlere göre, şu andaki teknoloji ile E-coli gibi daha zorlu ve gerinimi ve mütasyonu daha fazla olan organizmalar yakalanabilecektir. Bu preparatlar elde edildikten sonra, yan etkisi olan antibiyotikler ile tedavi edilebilen bu tür enfeksiyonlarda da uygulanabilecek ve kuş bilimcilere faydalı olacaktır.

Probiyotiklerin Kullanımı

Probiyotik preparatlar pek çok yıldır mevcut olmasına rağmen, bunların kullanımı hakkında hala bazı belirsizlikler vardır. Yeni ürünler çıktıkça, hatalı bilgilerin de yayılması kolaylaşmaktadır. Durum tüm kuşların aynı hatta benzer bağırsak bakterilerine sahip olmadığı gerçeği ile daha da karmaşıklaşmaktadır. Tavuk gibi, çekumu olan kuşlarda, çok sayıda gram-negatif isimli bakteriler bulunur. Bunlar da diğer türlerde hastalık yaratabilme kapasitesine sahiptirler. Çekumu olmayan papağan gibi kuşlarda, gram-negatif bakteriler çok düşük sayıdadır. Bunlarda da normal olarak çok sayıda gram-pozitif bakteriler bulunur. Lorikeet'lerde (avustralya kuşu) neredeyse hiç bakteri bulunmaz. Buna karşık kanarya ve Avustralya ispinozu gibi passerinelerde kalıcı bir bağırsak bakterisi popülasyonu yoktur. Dışkıdaki bakteriler sadece geçici olanlardır.

Muzice bir tedavi olmamakla birlikte, probiyotiklerin bazı durumlarda kuşların sağlığını korumak konusunda yardımcı oldukları söylenebilir.

Peki kuşbilimciler probiyotikleri ne zaman kullanmalıdırlar?

Her türlü stres durumundan sonra - Stres bağırsaktaki faydalı bakterileri yok eder-. En faydalı bakteriler de ilk önce kaybedilenlerdir. Bu faydalı bakteriler yok olduktan sonra, bakteri ya da mayaya neden olan hastalıkların aşırı gelişimi için bir boşluk oluşmuş olur. Bu da ishal, iştah azalması ve hastalığa dirençsizlik olarak kendini gösterir. Probiyotikler faydalı ve faydasız bakterilerin dengesini de düzenleyebilirler. Stres durumundan sonra en kısa zamanda ya da stres durumundan hemen önce verilmeleri iyi olacaktır. Böylece, hastalık problemlerinin önüne geçilebilir.

Üreme ve tüy dökme sırasında - En iyi şekilde bakılmalarına rağmen, üreme ve tüy dökme sırasında kuşlar "halsizleşebilirler". Probiyotik kullanımı anne-babaları üreme sırasında güçlendiriken, yavruları da hastalıktan korur.

Kuşların satın alınmasından ve nakliyelerinden sonra - Yakalama ve kafese yerleştirme, özellikle doğuştan sinirli türlerde aşırı derecede zor olabilir. İştah ve su tüketiminde azalma, fizyolojik strese de neden olabilir.

Antibiyotik kullanımından sonra - Pek çok antibiyotikler, sadece hastalık yaratan bakterileri değil, aynı zamanda bağırsaktaki faydalı bakterileri de öldürürler. Antibiyotik tedavisi durduğunda, bağırsak bu bakterileri kuşların kendi çevrelerinden tekrar toplayabilir. Probiyotikler kuşları bu sırada hastalıktan korumaya yardımcı olur.

Tüylenmeden sonra - Kuşlar, normal şekilde beslenene ve kuş evinde kendilerini kabul ettirene kadar probiyotik desteği alıyorlarsa, annelerinden ayrıldıktan sonra daha az hasta olacaklardır.

Probiyotik Kullanımı Üzerine Not

Bazı şehirlerde, şehir içme suyuna flüorit veya klorin katılması, probiyotik kullanımını kesintiye uğratabilir. Kentlerde, işleme tesisleri, su dağıtım şebekesine yakın yerlere yerleşmişlerdir. Avustralyalı yetkililere göre, flüorit ve klorin konsantrasyonları pek çok su şebekesinde çok düşük seviyededir ve etkisizdir. Ancak bir işleme tesisine yakın yerde kuş yetiştiren kişiler için sudaki konsantrasyon oranı, probiyotik organizmaları öldürecek kadar yüksek olabilir. Ancak bu maddeler, işlenmiş su 24 saat bekletildikten sonra buharlaşacak ve suda yok olacaktır.

Kuşbilimciler için yapılacak en iyi şey, suya probiyotik koymadan ve kullanmadan önce suyu, 24 saat bekletmeleridir. İstenen miktarda suyu kovalara koyup beklettikten sonra kullanmak en iyisi olacaktır. Başka bir yöntem de, yağmur suyu ya da damıtılmış su kullanmaktır. Pek çok suda çözünen probiyotik preparatları da yeme katılabilir. Bazı preparatlarda bu yöntem daha hızlı ve daha etkin şekilde, probiyotiklerin sindirim sistemine ulaşmasını sağlar.

Dr. Colin Walker

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol